Qmark Danışmanlık A.Ş.
Qmark Danışmanlık

Yaz'a Hazır Mısın?

Yaz'a Hazır Mısın?

Kimbilir kaç tanesini daha yaşayacağımızı bilmiyor olsak da yepyeni bir yaz mevsimine daha adım adım yaklaşıyoruz. Yaz, aslında bahar uyanışının hemen ardından harekete geçmenin en güzel adıdır. Sevdiklerimiz, hayal ettiklerimiz, istediklerimiz, ertelediklerimiz için yepyeni bir enerjiyle harekete geçmek adına güçlü bir uyanıştır.

Bazı huylarınızı terk etme cesaretini gösterirken, size iyi gelebilecek bazı alışkanlıkları da kendinize katabilmektir. Yaz, kendimize ve sevdiklerimize sahici, keyifli bir şekilde bakabilmek adına enerjimizi, dengemiz ile buluşturabilmektir.

Yaklaşık beş yıldır, yaz geldiğinde bu kelimenin otantik halinden yola çıkarak, kendime hatırlatmaya sonra da yaşatmaya çalıştığım benim için çok önemli üç tema var :

Yalınlaşmak : Bunun özünde biraz daha “sadeleşmek” yatıyor. Aynı anda birçok yerde olmak yerine, daha az yerde daha keyifli, daha derinlikli bir şekilde olabilmek babında. Parçalara bölünmek yerine biraz daha bütün olarak kalabilmek. Tek bir şairi, tek bir yazarı, tek bir ressamı araştırmak, onun yapıtlarından kendimizce ve sadelikle anlamlı bir şeyler çıkartabilmek.
Ne kadar yalınsanız, ruhunuz ve enerjiniz o kadar derli toplu olacak bir bakıma. Eski bir Anadolu deyişinin de anlattığı gibi;
“Bir metrelik yirmi ayrı kuyudan değil, yirmi metrelik tek bir kuyudan su çıkar..”
Konakladığınız yere dair ne kadar insan, öykü, duygu biliyorsanız o kadar yalın bir yolculuktan bahsediyorsunuz. Lakin, tıpkı hayatın kendi içinde olduğu gibi, orada uyanıp bakmak ve görmek dururken, telaş ettiğimiz bir çok anda bakıp da görebilmeyi unutabiliyoruz.

Anlamak : Son birkaç yılda, hele hele bu yılın ilk aylarında yaşadıklarınızdan neler anladığınızı, neler bulduğunuzu ne kadar sık soruyorsunuz kendinize? Hayatınız daha çok gelip geçen an’lara mı hizmet ediyor yoksa nefesiniz kesildiği an’ların sayısı gitgide artıyor mu?
En çok huzur bulduğunuz an’ların ve ilişkilerin size harf harf anlattıklarından neler buluyorsunuz? Durmadan bir başkasını konuşan, suçlayanlar hayatı harcayanlar, durmaksızın anlamak için çaba harcayanlar, hayatını dolduranlardır. Kendi hayatımızı doldurabildikçe başkaların da hayatı anlamalarına, anladıklarıyla da daha mutlu bir yaşam kurmalarına destek olabiliriz.
Bu yaz hiç bilmediğiniz neleri öğrenmeye, anlamaya hazır olduğunuzu ne kadar çok soruyorsunuz kendinize?

Zevk Almak : Düşünün bir şimdiye kadar yaşamınızda en unutamadığınız, ruhunuzda çok lezzetli izler bırakan yaz ne zamandı? Onun bir benzerini hatta çok daha iyisini yaşamak için bu yaz neler yapacaksınız?
Nasıl yaşamak istediğimizi sabah akşam sorup, sonra da bulduklarımız için küçük veya büyük adımlar attıkça hissettiğimiz o eşsiz anlam adım adım çoğalıyor. Arzu ettiğimiz şeylerin kendisinden korkmayıp, kendimizden doğru hayallerimize doğru yol aldıkça başka türlü bir ruh halinden bahsedebiliyoruz. Daha yüksek bir seratonin seviyesinin size de çevrenize de iyi geleceğinin ne kadar farkındasınız?
Hayatlarımızın “ölümlü” olduğu ne olur unutmayın. Çok da geç olmadan, hayat sana şimdi zevk alabileceğin, anlam katabileceğin bir yaz daha gönderiyor, böyle bir fırsatın herşeyiyle farkına varın. Mükemmel veya aşırı kontrolcü olmak yerine, biraz daha mutlu ve keyifli olmanın hayatınıza her anlamda katabileceklerine yaşadıkça daha çok bakın.

O zaman belki de bizim sorumluluğumuz, her yeni günde hızla değişen ve binlerce iniş çıkışı olan yaşadığımız bu dünyada içinde olduğumuz mevsimlerin enerjisine ve güzelliğine inanmak hatta kendimizi biraz da bunların akışına bırakmaktır; önce elimizde olan her bir şeyle ve yaşama katabileceğimiz nice güzel, değerlerle, anlamla ve izlerle..

Düşünsene, bu yazın her yerinde sen olabilirsin. Denizinde, güneşinde, ilişkilerinde, sohbetinde ve seyahatinde. Sen gerçekten yaza ve yaşama kendini daha çok katmak istiyorsan. Hele hele, yaşama kendini katmanın, kendin ve ilişkilerin için güzel bir hediye olacağına inanıyorsan..

“İyi yaşamanın” en güzel yansımalarından birisi de iyi bir yazdır. Bu yaz hem içiniz hem dışınız “enerji ve yenilik dolu bir hayat” olsun ki, hayatınız başkasına filan değil, önce hatta herşeyden önce size ait olsun..

İşyerinde "Değer" mi Katıyorsun, "Eğer" mi Takıyorsun?

İşyerinde "Değer" mi Katıyorsun, "Eğer" mi Takıyorsun?

Hızla değişen iş dünyasında, liderlik anlayışı köklü bir dönüşüm geçiriyor. Artık liderlik, yalnızca iş sonuçlarına ulaşmak ya da bir ekibi yönetmekten ibaret değil; anlam yaratmak, çalışanlara ilham vermek ve kalıcı değerler oluşturmakla ilgili. Ancak bu noktada önemli bir ayrım yapmamız gerekiyor: İşyerinde gerçekten “değer” mi katıyorsunuz, yoksa “eğer” bahanesine mi takılıyorsunuz?

Kültür Robotları Yapay Zekâ Robotlarına Yol Mu Gösteriyor?

Kültür Robotları Yapay Zekâ Robotlarına Yol Mu Gösteriyor?

Kelimelerin sihirli olduğuna inanırım. Etkisi ve hakimiyeti var insanlar üzerinde. Bu nedenle de hangi etkiyi yaratmak istediğimize göre kullandığımız kelimeleri önce açıklamak gerekliliğine inanıyorum. Çünkü kelimenin bizim zihnimizdeki karşılığı ile okuyucunun zihnindeki karşılığı çok farklı olabiliyor.

Şefkatin Gücüyle İlham Vermek: Şefkatli Liderlik

Şefkatin Gücüyle İlham Vermek: Şefkatli Liderlik

Liderlik dediğimizde konu genelde strateji, kararlılık, karar verme, zeka ve bilgiye dayalı sonuçlar üretme perspektifinden anlatılır. Günümüz iş dünyasında ise bir liderin başarısı sadece elde ettiği finansal sonuçlar, ulaştığı iş hedefleri ile değil, aynı zamanda çalışanların moral ve motivasyonu, bağ kurma, organizasyona karşı oluşan bağlılık gibi kriterlerle de ölçülüyor.

Karanlık Ormanına Yolculuk

Karanlık Ormanına Yolculuk

Her gün birbirinden karmaşık ve zor problemlerle karşı karşıya kalıyoruz ve günlerimiz problem çözerek, çözmeye çalışarak geçiyor. Kimi zaman iş yerinde kimi zaman sosyal hayatımızda kimi zaman ise özel yaşantımızda karşılaştığımız problemlerle mücadele ederken şimdi de 3 Cisim Problemini duymaya başladık. Peki nedir bu 3 Cisim Problemi?

ARIZALARIM VE BEN

ARIZALARIM VE BEN

Aynı durumları tekrar tekrar yaşayınca, hani bazen “evren bana mesaj gönderiyor” cümlesi kurarız ya! Aslında mesajı gönderen evren değil, hamster gibi sarmal bir döngüde tekrara düşen kendimiziz.