Qmark Danışmanlık A.Ş.
Qmark Danışmanlık

Mutlu Olmak

Mutlu Olmak

Yepyeni bir yıla başladık ve kimbilir nelerle karşılaşacağız bu 365 günün içinde. Yine sağlık, huzur, başarı, anlam, keyif diye bir sürü istekten, hayalden bahsedeceğiz. Zaman, haftalar ve yıl hızla akıp geçerken, bazılarını bir bir ertelerken, bazılarını da bir bir gerçekliğimiz haline getireceğiz.

 

Türkçe kökenli kelimelerde başta yer alan “m” sesine rastlanmıyor. Bu nedenle “mutlu” kelimesinin Türkiye Türkçesi dışında başka bir örneği bulunmuyor. Bununla birlikte, anlamdaşı olan “bahtiyar” ise Farsça kökenli olup aynı İzlanda kökenli İngilizce karşılığı “happy” gibi “şansı yardım eden, talihli” anlamına geliyor. Bilgeliğe ve mutluluğa çok uzun yıllardır kafa yoran Dalai Lama “Mutluluk Sanatı” adlı kitabında “gerçek mutluluğa ancak beynin eğitilmesiyle ulaşılabileceğini” söylüyor. Benimse bugünlerde, bu konuda gerek danışanlarımdan gerekse de çevremden duyup çok şaşırdığım cümlelerden birisi şu :

 

“Mutsuzum ama keyifliyim..”

 

İlk zamanlarda hiç anlam verememiştim “bu gerçekten ne demek” diye. Üzerine düşündükçe, birşeyler keşfetmeye başladım, şöyle ki : Mutsuz olduğunu bilen yahut fark edebilen çok insan var. Bu insanlar, az çok nasıl mutlu olabileceklerini de biliyor. Lakin, iş bununla ilgili birşeyler yapmaya veya en azından değiştirmeye geldiğinde, o anda bir sürü parazit devreye giriveriyor.

 

Ben de oturdum ve “mutlu” olmakla ilgili olarak aklıma ilk gelenlerle (bir akrostiş aracılığıyla) güzel bir yol haritası oluşturmaya çalıştım :

 

​ Motive Olmak : Bu yıl “neleri gerçek kılmak” sizi motive edecek, hiç düşündünüz mü? Neye başlamak, neyi bitirmek, nereye gitmek, neler öğrenmek. Mutlu olmak adına yaptığımız birçok “iyi ve anlamlı şey” kişisel motivasyonumuz sayesindedir. İçimizden iyi şeyler geldikçe, motivasyonumuz da keyfimiz de çok doğal olarak artacaktır.

 

​ Umutlu Olmak : Umutlu olan insanların yaşam enerjileri yüksektir. Bugünden birşey öğrendikçe, yarınlar için daha umutlu olurlar. Böyle bir enerjiye sahip çıktıkça, yaşam boyunca ilişkilerine daha çok sahip çıkarlar, sıradan değil içinde umut barındıran yenilikçi adımlar atarlar.

 

​ Tutkulu Olmak : Tutkulu insanlar, amaç edindikleri nesnelere, kişilere, düşünceye ve hedeflere güçlü bağlarla bağlanır. Bu amaçlar bütününe erişmek kişiye güç, enerji ve canlılık kazandırır. Cenevreli yazar Jean-Jacques Rousseau tutkuyu “İnsanın içinde bulunduğu, duyduğu en iyi ruhsal durum” olarak tanımlamıştır. Bize düşense, sadece tutkumuzu keşfetmek değil, aynı zamanda iyi yaşamak adına, bıkmadan usanmadan o tutkumuzun peşinden gidebilmektir.

 

​ Liderlik Yapmak : Liderlik bir olmak hali değil, bilakis herşeyden önce bir “yapmak” halidir. İyi şeyler yapmak, iyi şeyler için her yeni günde yola koyulmak, yeteneklerimize değil herşeyden önce yetkinliklerimize ve hatta yeterliliklerimize odaklanmak gibi. Kendinize liderlik yaptığınız kadar, yaşadıklarınızdan keyif alacak ve anlamlar çıkartacaksınız.

 

​ Ufka Odaklanmak : 2015 veya önceki yıllar yeterince mutlu geçmemiş olabilir. “Olanda da, olmayanda da hayır vardır” diyerek ve yaşadıklarınızdan güzel dersler biriktirerek, ufka daha mutlu, daha heyecanlı bir ruhla bakmak mümkün. Enerjinizin henüz açığa çıkmamış özünde kimbilir daha ne cevherler var ve sizden başka kimse kolay kolay açığa çıkartamayacak onu. Nefes aldığınız sürece, başınızı kaldırın, ileriye yani ufka doğru odaklanın, hiçbirşeyin sabit kal(a)madığını göreceksiniz.

 

Harvard Üniversitesi psikologlarından Daniel Gilbert'a göre, eğer para mutluluk satın almıyorsa, o halde o para çoğu zaman yanlış bir şekilde harcanıyor demektir. Gilbert, daha iyi yaşamak adına “ne kadar olursa olsun, paramızı bizi gerçekten mutlu edecek deneyimleri satın almak için harcamalıyız” diyor. 
 

Amerika'da yürütülen bir çalışmada 1000 kişiye sorular sorulur ve bu kişilerin %57'si, paralarının karşılığında bir seyahat veya konser gibi deneyimsel bir aktiviteye katıldıklarında daha mutlu olduklarını söyler. Örneğin, bir araba almaktan ziyade dünya turuna çıkmayı daha çok öneriyorlar. Neden mi? İnsanlar, deneyimleri hele hele kendileri için anlamlı olanları daha çok sever, çünkü onları hatırlamak ve zihnimizde “iyi yaşamaya” dair özel anları, her zaman yaşatmak gibi bir çok özel bir yeteneğimiz bulunmakta.
 

Ne diyor Amin Maalouf :


“Dünyaya uyanık gözle bakan kişi, yaşamın çürüyüp giden bir tohum olduğunu, gözler kuşkusuz. Yalnızca özgür bir ruh, üstünde mutsuzluktan başka bir şey bitmeyen çayırlardan vazgeçip, sonsuzluğun kokusunu içine doldurmayı bilir.”
 

Bazen kaygı sandığını, korku diye inandığını yaşamın akışına bırakmalısın. Geri kalan ne kadar yer varsa, hepsini kendinle, hayallerinle, hedeflerinle, duygularınla ve düşüncelerinle doldurmalı insan. Başarıyı, mutluluğun bir ikamesi olarak değil iyi yaşamayı güçlü bir “başarı-mutluluk dengesi” olarak gördüğümüz sürece mutlu oluyoruz.
 

Kendine değer vermeyip, kendi mutluluğunu önemsemediğin sürece, başka birisinin, hem de tıpkı senin gibi kendine değer vermeyen o birisinin, sana değer vermesini, seni mutlu etmesini beklediğin sürece, kendinden uzaklaşıp gideceksin. Ne gerek var? Mutlu olmaya inanan, ne olursa olsun, hangi zorluklar onu bulursa bulsun, her daim kendisinin en yakınındadır, hatta kendisinin en yakınıdır.

 

2016 yılı “kendimize ve hayallerimize” hep çok yakın kaldığımız, çok mutlu olduğumuz bir sene olsun. Kalın sağlıcakla, yaşayın mutlulukla..

İşyerinde "Değer" mi Katıyorsun, "Eğer" mi Takıyorsun?

İşyerinde "Değer" mi Katıyorsun, "Eğer" mi Takıyorsun?

Hızla değişen iş dünyasında, liderlik anlayışı köklü bir dönüşüm geçiriyor. Artık liderlik, yalnızca iş sonuçlarına ulaşmak ya da bir ekibi yönetmekten ibaret değil; anlam yaratmak, çalışanlara ilham vermek ve kalıcı değerler oluşturmakla ilgili. Ancak bu noktada önemli bir ayrım yapmamız gerekiyor: İşyerinde gerçekten “değer” mi katıyorsunuz, yoksa “eğer” bahanesine mi takılıyorsunuz?

Kültür Robotları Yapay Zekâ Robotlarına Yol Mu Gösteriyor?

Kültür Robotları Yapay Zekâ Robotlarına Yol Mu Gösteriyor?

Kelimelerin sihirli olduğuna inanırım. Etkisi ve hakimiyeti var insanlar üzerinde. Bu nedenle de hangi etkiyi yaratmak istediğimize göre kullandığımız kelimeleri önce açıklamak gerekliliğine inanıyorum. Çünkü kelimenin bizim zihnimizdeki karşılığı ile okuyucunun zihnindeki karşılığı çok farklı olabiliyor.

Şefkatin Gücüyle İlham Vermek: Şefkatli Liderlik

Şefkatin Gücüyle İlham Vermek: Şefkatli Liderlik

Liderlik dediğimizde konu genelde strateji, kararlılık, karar verme, zeka ve bilgiye dayalı sonuçlar üretme perspektifinden anlatılır. Günümüz iş dünyasında ise bir liderin başarısı sadece elde ettiği finansal sonuçlar, ulaştığı iş hedefleri ile değil, aynı zamanda çalışanların moral ve motivasyonu, bağ kurma, organizasyona karşı oluşan bağlılık gibi kriterlerle de ölçülüyor.

Karanlık Ormanına Yolculuk

Karanlık Ormanına Yolculuk

Her gün birbirinden karmaşık ve zor problemlerle karşı karşıya kalıyoruz ve günlerimiz problem çözerek, çözmeye çalışarak geçiyor. Kimi zaman iş yerinde kimi zaman sosyal hayatımızda kimi zaman ise özel yaşantımızda karşılaştığımız problemlerle mücadele ederken şimdi de 3 Cisim Problemini duymaya başladık. Peki nedir bu 3 Cisim Problemi?

ARIZALARIM VE BEN

ARIZALARIM VE BEN

Aynı durumları tekrar tekrar yaşayınca, hani bazen “evren bana mesaj gönderiyor” cümlesi kurarız ya! Aslında mesajı gönderen evren değil, hamster gibi sarmal bir döngüde tekrara düşen kendimiziz.