Qmark Danışmanlık A.Ş.
Qmark Danışmanlık

Liderlik Bir Ruh Halidir

Liderlik Bir Ruh Halidir

Kafanızı kaldırıp, dünyanın dört bir yanındaki liderlere baktığınızda, onların tıpkı çocuklar gibi meraklı insanlar olduklarını, sürekli yeni bir şeyler öğrenmek istediklerini fark ediyorsunuz. Öğreti yoktur liderlikte, herşeyden önce öğreni vardır. Sorumluluklarına ve projelerine, tutku ile yaklaşımları vardır, kendilerinin ve diğerlerinin yaşamlarında her zaman bir anlam, bir güzellik yaratma heyecanları vardır.

Bugünün, neredeyse her gün değişen teknoloji ve iletişim ortamlarında markaların, organizasyonların daha etkin yönetimi için güçlü yönetim modellerine ve bunu ortaya koyan liderlere daha fazla ihtiyaç duyulduğu aşikardır. Organizasyonlarda, bireysel yetkinlikler olmadan örgütsel yetkinliği sağlamak olanaksızdır. Günümüzde, hangi endüstride olursanız olun, yönetsel pozisyonları icra edebilmek adına, teknik becerilerin çok üstünde yönetsel beceriler gerekmektedir. Bu yönetsel becerilerin başında, ekosisteminizde bulunan insanları görünen görünmeyen çok sayıdaki engeli aşarak, hedeflerine ulaşabilmelerini ve yaşadıkları süreçten mutlu olmalarını sağlayacak liderlik becerileri gelir.

Böylesine bir liderlik becerisi, moral bozucu, motivasyon düşürücü, caydırıcı ve benzeri çok sayıda gücü bertaraf ederek insanların anlamlı hedefler için bir araya gelmelerini sağlar. Kısacası liderlik dediğimiz şey, bulunduğumuz sistemlerin her anlamda gelişimini engelleyici yönde değil, bilakis destekleyici yönde ileriye doğru adımlar atmasını sağlayabilmektir.

Kurumlarda insan unsurunun, dolayısıyla yetkinlik, değerler ve deneyiminin en önemli sermaye haline geldiğinin farkına varıldığında, liderlik anlayışının da yavaş yavaş boyut değiştirdiği görülmektedir. Artık liderler, sadece uzmanlıklarıyla veya pozisyon güçleriyle etkili olamayacak. Bilgiye ve dönüşüm hızına baktığımızda, liderlerin ruh halleri, enerjileri, ilişkileri ve iklime kattıkları çok daha belirleyici bir şekilde ön plana çıkmaktadır.

Gelişmeye ve geliştirmeye önem veren kurumlarda, pozisyon ve kıdem bağımsız, her seviyede liderler vardır. Etkili bir lider, gerek kendi gerekse de diğer bölüm çalışanları arasından liderlik potansiyeli olan dolayısıyla yerinde duramayan insanları keşfeder, adım adım ortaya çıkarır, böylelikle yeni liderler yetiştirir.

Etkili liderlerin, gerek işe alım gerekse de terfi süreçlerinde “bu kişi yetkinlik bakımından çok iyi, muhtemelen beni ileride koltuğumdan edebilir” benzeri kaygıları, kompleksleri yoktur. Zira, ancak böyle davrandığında kendi çevresinde birbirinden yetkin ve tutkulu insanlar çoğalır.

Akın Öngör’ün “Benden Sonra Devam” adlı kitabında, birbirinden güzel örneklerle anlattığı gibi, sanki o insanlar bir gün hatta çok yakında kendi yerini alacak şekilde yetiştirir. Böylesine bir liderlik ise başta tevazu, kendinle barışık olmak üzere, güçlü bir diyalog halini ve özgüveni gerektirir. Bu sayede, itaatin yerini itimat alır.

Walt Disney’in çok anlamlı bir sözü var : “Her nasılsa, rüyaları gerçeğe dönüştürmenin sırrını bilen bir insanın ulaşamayacağı bir yükseklik olduğuna inanmıyorum. Bence bu özel sır, dört kelimeyle özetlenebilir: Merak, güven, cesaret ve süreklilik. Bunların içinde en önemlisi güvendir. Eğer bir şeye inanıyorsanız ona tamamen inanın; açıkça ve sorgusuzca.”

İnanacaksanız, önce kendinize inanın ki, çevrenizdeki tüm insanlar da size daha çok inansın. Liderlik, bir pozisyon değil, her şeyden önce anlamlı bir diyalog ve ruh halidir. Sadece, liderlerle de ilgili değildir, aynı zamanda liderlik edilenlerle de ilgilidir, bir bakıma “Ben” değil, eylemlerle güzelleşen güçlü bir “Biz” halidir.

Sahici liderlik gücünü göstermek değil, bunu düzenli olarak paylaşmak ve liderlik ettiklerimizi de güçlü kılmaktır. Her yeni günde, onların yetkinliklerine ve yeterliliklerine değer katmaktır. Sırf bu yüzden liderliğin en güncel eğilimi, paylaşmayı ve birlikte yol almayı ilişkilerin ruhuna koyan kollektif bir yaklaşımdır.

Organizasyonlar, zeki ve operasyonel yöneticilere gitgide daha az ihtiyaç duyuyor. Sadece bugünü değil geleceği de ve sadece kendini değil, çevresini de düşünen, gelişim süreçlerinin içine hiç korkmadan katabilen “akıllı liderler” pek bir revaçta. Bu yüzden, liderlik benzeri tüm kavramların yanında güçlü bir vizyonerlikle ilgilidir, yani insanların göremediğini görmeyi başarıp onlara bu konuda yardım etmektir.

Liderlik, bitmek tükenmek bilmeyen bir ruh halidir. Çevresindekilerinin ruhlarına iyi gelirken, kendi ruhunu da insanla, anlamla ve diyalogla sürekli zenginleştirmektir.

İşyerinde "Değer" mi Katıyorsun, "Eğer" mi Takıyorsun?

İşyerinde "Değer" mi Katıyorsun, "Eğer" mi Takıyorsun?

Hızla değişen iş dünyasında, liderlik anlayışı köklü bir dönüşüm geçiriyor. Artık liderlik, yalnızca iş sonuçlarına ulaşmak ya da bir ekibi yönetmekten ibaret değil; anlam yaratmak, çalışanlara ilham vermek ve kalıcı değerler oluşturmakla ilgili. Ancak bu noktada önemli bir ayrım yapmamız gerekiyor: İşyerinde gerçekten “değer” mi katıyorsunuz, yoksa “eğer” bahanesine mi takılıyorsunuz?

Kültür Robotları Yapay Zekâ Robotlarına Yol Mu Gösteriyor?

Kültür Robotları Yapay Zekâ Robotlarına Yol Mu Gösteriyor?

Kelimelerin sihirli olduğuna inanırım. Etkisi ve hakimiyeti var insanlar üzerinde. Bu nedenle de hangi etkiyi yaratmak istediğimize göre kullandığımız kelimeleri önce açıklamak gerekliliğine inanıyorum. Çünkü kelimenin bizim zihnimizdeki karşılığı ile okuyucunun zihnindeki karşılığı çok farklı olabiliyor.

Şefkatin Gücüyle İlham Vermek: Şefkatli Liderlik

Şefkatin Gücüyle İlham Vermek: Şefkatli Liderlik

Liderlik dediğimizde konu genelde strateji, kararlılık, karar verme, zeka ve bilgiye dayalı sonuçlar üretme perspektifinden anlatılır. Günümüz iş dünyasında ise bir liderin başarısı sadece elde ettiği finansal sonuçlar, ulaştığı iş hedefleri ile değil, aynı zamanda çalışanların moral ve motivasyonu, bağ kurma, organizasyona karşı oluşan bağlılık gibi kriterlerle de ölçülüyor.

Karanlık Ormanına Yolculuk

Karanlık Ormanına Yolculuk

Her gün birbirinden karmaşık ve zor problemlerle karşı karşıya kalıyoruz ve günlerimiz problem çözerek, çözmeye çalışarak geçiyor. Kimi zaman iş yerinde kimi zaman sosyal hayatımızda kimi zaman ise özel yaşantımızda karşılaştığımız problemlerle mücadele ederken şimdi de 3 Cisim Problemini duymaya başladık. Peki nedir bu 3 Cisim Problemi?

ARIZALARIM VE BEN

ARIZALARIM VE BEN

Aynı durumları tekrar tekrar yaşayınca, hani bazen “evren bana mesaj gönderiyor” cümlesi kurarız ya! Aslında mesajı gönderen evren değil, hamster gibi sarmal bir döngüde tekrara düşen kendimiziz.